Bu haftadan itibaren, sizlere bu baslik altinda, gectigimiz hafta savunma sanayi urunlerimiz ve ulke savunmamiza etki eden konularda; neler oldugunu, neler yazildigini ozet olarak aktaracagim.
Boylece takip edemeyenler veya kacirdim mi diye dusunenler bilgilenmis olur.
Ayrica yarin bir konuyu hatirlayamadigimizda hepimize arayabilecegimiz bir kaynak olur diye de umuyorum. Bunun icin ana sayfadaki “Ara” sekmesini kullanabilirsiniz.
Isteyenler haber basliklarina tiklayarak haberin tamamina erisebilir.
Savunma sanayi konusunda her geçen gün büyük ilerleme kaydediyoruz. Geçtiğimiz hafta 4 füze denemesi gerçekleştirdik. Hepsi de başarılı oldu.
Alçak, orta ve uzun menzilli savunma sistemlerimizi geliştiriyoruz. Radar, yazılım ve komuta kontrol sistemi entegrasyonları, katmanlı savunma sistemlerimiz, uçaksavar kokpit projemiz devam ediyor. İçerik olarak da en küçük birime kadar milliliği tutturmak zorundayız. Her şeyi kendimiz üretmeliz. Bu yüzden de bize yürümek yetmiyor, koşmamız lazım.
Milli denizaltı projesine başlayacağız. Milli savaş uçağımızı 2023’te semalarımızda uçurmayı planlıyoruz. Silahlı eğitim uçağımız ise 2020’de bitmiş olacak. Milli, tamamen kendi yapımımız olan helikopterimiz ise üç sene sonra tamamlanıyor. Atak helikopterlerimizin kabiliyetlerini de geliştirerek sürdürüyoruz. Bunlar ortaya çıktıkça uluslararası kıskançlık ve casusluk faaliyetleri artacak. Bu yüzden koruma kalkanımızı daha da geliştirmemiz gerekiyor.
Ulaştırma , Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, ajansın kurulmasına yönelik kanun taslağını tamamladıklarını belirtirken, “Bu kanun taslağını önümüzdeki günlerde Bakanlar Kurulu’na sunacağız. Haziran ayında da ilgili kanun tasarısı Meclis’e gönderilmiş olacak. Düzenlemeyi yaparken, Amerikan Uzay ve Havacılık İdaresi NASA’nın, Japon, Alman ve Fransız uzay ajanslarının ilgili kuruluş kanunlarını inceleyerek, ülkemiz için en uygun olacak bir modeli belirledik” dedi
Binali Yıldırım, bakanlığın Uydu Test Montaj ve Entegrasyon Merkezi’ni de kurduğunu anımsatırken, “Kazan’da bulunan bu merkezde uydularımızı test ediyoruz. Ülkemize metre altı görüntü alma kabiliyeti kazandıracak Göktürk-1 uydumuzun testleri burada devam ediyor. Yıl sonunda uzaya gönderilmesi hedefleniyor.
ROKETSAN, 122 mm Çok Namlulu Roketatar Sisteminde yakaladığı başarıyı güdümlü sisteme taşıdı. Üzerine yön bulma sistemi takılan 122 mm roket 25 kilometre üstü mesafeden hedeflenen başarıya ulaştı. Bu başarı ile beraber ROKETSAN 122 mm roketleri güdümlü hale getiren ilk firma oldu.
Ukrayna’nın devlet kontrolündeki Savunma firması Ukroboronprom ile HAVELSAN arasında 8 Nisan tarihinde ortak radar üretimi ve geliştirilmesi konusunda mutabakat metni imzalandı. Ortak radar üretimi ve geliştirilmesinin yanı sıra iki kuruluş arasında havacılık alanında işbirliğinin genişletilmesi içinde anlaşma yapıldı.
Hürkuş yapılan testlerde 33 bin 500 feet yani yaklaşık 10 bin 210 metre irtifaya çıktı. Normalde bu tür yüksek irtifalara pervaneli uçaklar çıkarken zorlanıyor. Ancak Hürkuş, Test Pilotu Murat Özpala kumandasında 10 bin 210 metre gibi normalde yolcu uçaklarının seyir yüksekliğine rahatlıkla çıkabilme başarı gösterdi.
Türk Silahlı Kuvvetlerinde (TSK) kamuflaj üniformaların yeniden tasarlanmasına ilişkin çalışma başlatıldı. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, emri doğrultusunda başlatılan çalışma sonucu üretilen yeni tasarım üniformayı ilk olarak kendi kullandı.
Otokar, Abu Dabi’de Otokar Land Systems Limited ünvanlı bir şirket kurulmasına karar verdi.
Şirketten yapılan yazılı açıklamaya göre, PASİS ile Türkiye ve Ukrayna’nın uzaktan algılama kabiliyetinin 600 kilometreye kadar çıkarılması hedefleniyor.
Müsteşarlığımız tarafından başlatılan bir proje kapsamında geliştirilecek olan operatif sınıf İnsansız Hava Aracı (İHA) Sistemi’nde azami ölçüde milli teknolojik kabiliyetlerin kullanılması amaçlanmakta olup; bu çerçevede, milli imkânlarla geliştirilmesi hedeflenen öncelikli alt sistemler…
Türkiye savunma sanayisinin üretim gücü 5 milyar doların, ihracat kapasitesi ise 1.7 milyar doların üzerine çıktı.
Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM) çatısı altında sivil ve askeri müsteşarlıkların ayrı Ar-Ge merkezleri varken, şimdi Türk Silahlı Kuvvetleri’ni (TSK) oluşturan her komutanlık da Amerika benzeri şeklinde tanımlanan yapılanmaya giderek kendi Ar-Ge merkezlerini kuracakmış. Kaynak olarak da Türk Silahlı Kuvvetleri’ni Güçlendirme Vakfı (TSKGV) şirketlerinden (ASELSAN, TAI, TEI, HAVELSAN, ROKETSAN, İŞBİR ve ASPİLSAN vs.) faydalanılması düşünülüyormuş. Anladığım kadarıyla kaynaktan kasıt, gerekli olan para ve yetişmiş insan gücü…