ABD’de tekrardan cok sık kullanilmaya baslanan bir kelime var… Whataboutism
Sozluk anlami ‘Ya” veya “Ne dersin”. Bizim konumuz olan turde ise tartisirken karsinizdakinin size “Ya buna ne dersin?” deyip tamamen farkli bir sey sormasi seklinde kullaniliyor. Yani kabaca konuyu degistirip saptirmak icin…
Ilk cikisi 1970’lerin ortalarini bulan kavram, Sovyetler Birligi tarafindan ciddi bir propaganda yontemi olarak bolca kullaniliyor. Trump ile birlikte tekrar populer olan bu kavram zamanla Turkiye-ABD iliskilerine de yon verir hale geldi.
S-400’un F-35’in verilerini calabilecegi gerekcesiyle Turkiye’nin parasini odedigi ve hazir haldeki 6 adet F-35’ini teslim etmeyen ABD, ayni zamanda Turkiye’yi az sayida program ortaklarindan biri oldugu F-35 parcalari uretiminden de cikardi. Turkiye, “S-400 ve F-35’ler birbirini etkilemez. Gelin teknik bir inceleme heyeti kurup inceleyelim. Cikan sonucu kabul edecegiz.” mealinde bir teklifle gittigi zaman ABD once oneriye cevap vermedi, daha sonra ise soylem degistirip “NATO muttefikimiz olan Turkiye’nin rakibimiz Rusya ile birlikte hareket etmesi kabul edilemez.” mealinde cevaplar verdi. Hatta, F-35 bilgilerini tehlikeye atacak bir hava savunma sistemi aldigimiz icin degil, sozde stratejik bir Rus silahi aldigimiz icin CAATSA yaptirimlari baslatildi. Tam anlamiyla bir whataboutism…
Oysa Turkiye Rusya ile bir “kompartiman diplomasisi” yurutuyor. Yani ulke cikarlari geregi; Kuzeybati Suriye, TurkAkim, Azerbaycan Gozlem Merkezi, S-400, Akkuyu Nukleer Guc Santrali, ticaret, vb bazi alanlarda isbirligi yapiyor; Libya, Kafkaslar, Ukrayna, Gurcistan vb alanlarda ise rekabet yasiyor; trenin bir kompartimani digerini engellemiyor.
ABD ise tek superguc olmanin verdigi ozguven ile olsa gerek bu tur yaklasimlara tartismasiz, sert bir sekilde tumden karsi cikiyor.
Bugun ABD ile Turkiye arasinda benim not aldigim, savunma politikalari merkezli, 30 catisma noktasi var. Bunlar Karadeniz’den Akdeniz’e, Azerbaycan’dan Iran’a, Irak’tan Suriye’ye, Israil’den Filistin’e, Venezuela’dan ABD’ye, FETO’den darbe girisimine, Halkbank’tan Akkuyu’ya, 20’nin uzerinde farkli ana baslikta toplaniyor.
Hatta ABD Kongresi’ne verilen ve henuz nihai gorusmeleri yapilmamis yasa tasarilarinin icindeki Turkiye’ye yaptirim isteyen taslaklarini inceledigim zaman Demokrat ve Cumhuriyetci Kongre uyelerinin birlesip farkli ve ilgisiz yasa tasarilarinin icine Turkiye’yi cezalandiracak maddeler ekledigini goruyoruz. Ornegin uyeler 2021 Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasasi’nin icine S-400 konusunda Turkiye’ye yaptirim uygulanmasini ekleyiveriyor. Ya da Turkiye’nin Eunomia Tatbikati’ndan donen Yunan F-16’larina S-400 kullanarak kilitlendigi iddiasiyla Baskan’dan Turkiye’nin NATO’dan cikarilmasini istedigi bir tasari hala Kongre’de duruyor. Bu sekilde TurkAkim, Iran, Kibris, EastMed ve dogalgaz arama, Firat’in dogusu basta olmak uzere bir cok alanda, Turkiye ile ilgisiz tasarilarin icerisine Turkiye’nin cezalandirilmasini isteyen maddeler sokusturulmus durumda istimde bekliyor.
Yani bu aksam S-400 sorunu cozulse yarin sabah tamamen baska bir konuda bir yaptirim tehdidi Demokles’in Kilici gibi basimizin uzerinde yine sallaniyor olacak.
Bu yuzden ben hep “Asil sorun S-400 degildir. Hatta, tam tersine, S-400 aslinda en kolay cozulebilecek sorunlardan biridir.” diyorum. Asil ihtiyac iki tarafin da “âkil adamlarinin” bir masaya oturup tum sorunlari butuncul bir yaklasimla cozume ulastirmasi.
Bugune kadar taraflar bu konuda kararli bir inisiyatif ortaya koymadi. Bugun goreve baslayacak Biden yonetimi ile ne olacak yasayarak gorecegiz.
Comments